07.04.2020

Sevgili okurlar,

Bir önceki yazımda tarım ile ilgili birkaç konuya değinmiştim. Birçok kanaat lideri de bu konuda birçok detaya değindi. Dün itibari ile Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli bir açıklama yaptı. “21 ilde çiftçiye tohum %75 hibe edilecektir”. Öncelikle her ne kadar %100 hibe yapılmamış da olsa tebrik ederek yazıya başlayayım istedim. İnşallah söylediği gibi bu destek verilir. Bir önceki yazımı okumak isterseniz  https://www.kayabasimahallesi.com/kose-yazisi/187/korona-sonrasi-ekonomi.html

Yazdıklarımın doğruluğu olduğunu düşünüyorum bu kararla. Darısı diğer yazdıklarımıza ve hatta daha fazlasına çünkü bu halk daha iyilerine layıktır.

Yine bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum.

“Biz Bize Yeteriz” kampanyasına….

Birkaç soru?

Devlet neden hükümetler aracılığı ile halktan vergi toplar?

Biz yıllardır hep neyi sorguluyoruz! Neden bütçe açığı veriliyor? Neden ithalat ihracat açığımız bu kadar fazla?

Birinci soruya ben şöyle cevap vereyim. Vergi toplamak devletin en olmazsa olmazıdır. Mutlaka her vatandaş kazancına göre vergi vermeli. Toplanan bu vergiler ile yollar yapmalı, barajlar yapmalı, fabrikalar yapmalı, hastaneler yapmalı. Bizde durum nasıl. Vergiler aksak toplanıyor, eşit olmayan şekilde toplanıyor, sonra yolların, köprülerin bir kısmı yap işlet devret modeli ile bazı firmalara veriliyor – ki garanti geçişli – ve bu yollar ve köprüler için para harcanmıyor. Kısmen de olsa güzel bir uygulama. Garanti geçişler taahhüt etmezse bende destek veriyorum. Garanti geçiş verilecekse o firmalara niye ihtiyaç var. Bizim topladığımız vergi her halükârda cepten çıkıyor. O zaman bizim, halkımızın, devletimizin yolları köprüleri olsun. Barajları hes modeli ile firmalara dağıttık. Fabrikalar kurmayı bırakın olanları da sattık. Peki toplanan bu vergiler nerede. Neden bu kadar toplanan vergi varken halktan “Biz Bize Yeteriz” kampanyası ile para toplanıyor. Yardım eden halkın büyük bir kısmı zaten direkt veya dolaylı yoldan vergi veriyor. Verginin vergisini bile veriyor vatandaş.

Gelelim bir önceki yazıda belirttiğim diğer hususa. Affedilen vergiler toplamı 2016 yılında 3 milyar 100 milyon TL. Peki; son açıklanan “Biz Bize Yeteriz” kampanyasında toplanan para ne kadar. 1 milyar 450 milyon TL. Yani affedilen rakamın yarısı bile değil ve affedilen 3 milyar 100 milyon TL’nin 2016 yılında dolar kuru 2.90 TL civarında. Bugün dolar 6.75 TL civarında. Şimdi böyle bir hesaba girersek devlet 17 şirkete uyguladığı sıfırlamanın dörtte birini bugün toplayamıyor. Ha bu arada kamu kurumlarından ve kamu çalışanlarından genelge ile maaşlardan kesilecek rakamları düşersek hükümet yine yanlış bir yola girmiş demektir. Halkta para yok. Anlayın artık.

Ayrıca bu “Biz Bize Yeteriz” kampanyasına çok değerli! İş insanı! Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Cengiz Holding 34 milyon TL destek olmuş. 4 yıl önce 422 milyon TL vergi borcu (2005-2009 ait) silinen şirket sadece 34 milyon TL Cumhurbaşkanının araması sonrası yollamış. Tabi vergiden düşecekler. O ayrı bir rezalet. Hiçbir bağış veya yardım vergiden düşülmemeli.

Peki; Cengiz İnşaat 2016 yılından sonra kaç tane 21/b kapsamında (pazarlık usulü) ihale almış. 100 milyon TL’nin üzerinde 9 ihale. Yahu insaf. Bu müteahhitler ile nereye kadar gidilecek.

Gelelim diğer soruma; İthalat fazlamız çok fazla. Öyle “Paramız var ki İthalat Yapıyoruz” laflarının ne kadar boş olduğunu bugünlerde anlıyoruz herhalde. Veya anladığınızı sanıyorum. Her zaman üretim, üretim ve üretim yapmalıyız. Öyle bir coğrafyadayız ki, her türlü üretim yapıp ihraç edebiliriz. Küçük sanayi üretimlerinden tarıma kadar ağır sanayi üretiminden bilişime kadar her türlü üretimi bu coğrafyada yapabiliriz. Hem Avrupa hem Asya hem Afrika kıtalarının kesiştiği bir noktada, üç tarafı denizlerle çevrili bu topraklarda ithalatımız fazla ihracatımız düşük ise sorun yönetimdedir.

Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi Covid-19 hastalığı sonrasında eski dünya olmayacak ve acilen yeni planlamalar yapanlar dünya ekonomisinde öne geçecekler. Bu planlamalarda ilk 5 yıl inşaat olmayacak. Bunda ısrar edenler kaybedecekler.

Şimdi bana müteahhit düşmanı diyecekler ama benim şirketim bir inşaat şirketi ve babamın kurduğu bu şirket tam 35 yıl önce kuruldu. Birçok projeye imza attık ve halen yurtdışında devam ediyoruz. Ancak gerçekleri görmek zorundayız. Türkiye gibi ülkelerde inşaat artık az sayıda belli kişilerin kazanabileceği çok sayıda insanın zarar edeceği bir sektör olmuştur. Bu nedenle bende yeni projeler üzerinde çalışmalar yapmaktayım. Bu devran artık böyle dönmüyor.

Son bir sözü de Sağlık bakanı Sayın Dr. Fahrettin Koca’ya ayırmak isterim. Son dönemde gördüğümüz siyasetçi ve devlet adamı dışında gerçekten işini yapmaya çalışan, yorgunluğu gözlerinden anlaşılan ama çalışmaya canla başla devam eden bir devlet adamı. Kendisine verdiği bilgiler doğrultusunda teşekkür etmek istedim. Verdiği bilgileri gerçek veya yalan görenler de olacaktır ama ben samimiyetine inandığım için teşekkür etmek istedim. Dilerim ki diğer kendini halktan üstün gören devlet adamlarına örnek olur.

Bugün Berat Kandili, kandilinizi kutlarım. Dualarınız hepimiz için olsun.

Temizliğe dikkat ederek, sosyal mesafeyi koruyarak Sağlıkla ve Sevgiyle kalın,

ŞOREŞ YILDIRIM

twitter : https://twitter.com/soresyildirim