Şiddet olayları, kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleri, hayvan tecavüzleri, vurup yaralama, öldürme gibi her gün en az bir tane bu gibi haberlerle karşı karşıyayız. Şiddetin örnekleri artıkça da çeşitler de türlü türlü senaryolarla planlanıp işlenir hale geldi. Bizler de bunu medya vasıtasıyla görüyoruz.
Bir iletişim fakültesi mezunu olarak istifade ettiğim eğitimden şunu diyebilirim, yapılan ve topluma yansıtılan haberler bilhassa da şu cinayet haberleri, kadını vahşice nasıl öldürdüğüne dair cinayet senaryoları bu kadar gösterilmemeli, suçu işlemek isteyenlere böylelikle tıpkı bir okuldan ders alırmışçasına ekran karşında bunu yansıtmamalıyız, dersini çalıştırmamalıyız bu kişilere. Her nefes kıymetlidir, biriciktir. Verdiği nefesini almasına engel teşkil etmemeliyiz.
Bir anne yahu, bir kadın, bir genç nasıl olurda yaşama özgürlüğünü elinden almaya kalkışılır. “Cennet annelerin ayakları altındadır.”diye bir söz vardır. Peki, sizi bu suçu işledikten sonra hangi cennet kapısından içeriye buyur edecek? Göze alıyor musunuz cehennem ateşini ki, suyun sıcaklığından bile elinin yanmasını bu kadar istemezken.
Bir, iki dakika bir düşün bir şey kaybetmezsin ama çok mühim şeylerin farkına varırsın, cana kıymazsın, cinayet işlemezsin, kendinizi de, yaşayabileceğiniz kadar hapishane köşelerinde yiyip bitirmezsiniz, hem psikolojinizde bozulmaz bu durumda. Hani diyorlar ya bizde medya sayesinde biliriz o meşhur sözü “kendimde değildim, psikolojim bozuktu.” Pekisoruyorum şimdi: canına kıydığınız o masum insanın yaşamını elinden aldıktan sonra psikolojiniz düzelecek mi, hayatınıza kaldığınız yerden devam edecek misiniz, halk sizin tarafınızda mı olacak, ya da yargı organı sizden mi taraf olacak? Hayatınızın genişliği kadar koca bir hayır! Medya da bu kadar kadın cinayetlerini hikâyeleştirerek vermemeli halka, suçu öğretmemeli o kişilere. Önüne geçilmeli onlara bu yolda, yolu göstermemeli.
Son zamanlarda da bir diğer artan olay, hayvan tecavüzleri! İnsan ne kadar küçülebilir deriz ya tam yerinde bir söz. Bir insan, bir hayvan, birde bu insanın “düşünebiliyorum” özelliğiyle diğer tüm canlılardan ayrıldığı kıymetli kavram. Onu o yapan bu özelliğini, gerçekten düşüne biliyor musunuz? Konuşamayan, düşünemeyen masum canlıya bunu yapması, akıl böyle bir şeye hizmet eder mi? hayvan insana yapmaz bunu, insanın hayvana yaptığını!Nasıl zihniyet içerisindesiniz, inancınız bu kadar mı köreldi, hele haya perdesini bu kadar mı kaybettiniz, toplumun içine nasıl çıkıyorsunuz, bir hayvanı gördüğünüzde ne hissediyorsunuz? İnsanlık nereye gidiyor, bu kadar mı utanmaz olduk yaptıklarımızdan. İnsan kendine dur demeli. Medya bunun ayrıntısına inmemeli, insan nefsine yenik düşmemeli. Çünkü bir zaman sonra nefis de senden taraf olmayacak, sen kendine dur de!
Hele torununuz olacak 3,5, yaşlarında bir bebeğe, savunmasız çocuğa, nasıl tecavüz etmeye kalkışırsınız? Yazık değil mi bir çocuğun psikolojisini bozmaya, hayatını karatmayaNasıl ödeye birisiniz günahsız bir çocuğun hayatını. Gerçekten kalp taşır mısınız içinizde, sadece bu dünya da kalacağınızı mı düşündünüz, yaptıklarınızın orada mı kalacağını düşündünüz? İnsan demeye utanır oldu insan, sonuçta o da insandı, farkı inancıydı ondan. Zayıftı ötekine göre inancı.
İnsan olarak nereye gidiyoruz biz, nasıl bu kadar canileşti insan, nasıl olurda canlı, bir canlının ömrüne kıyar. Düşünmek neye yarar o zaman insan olmaya, insan kalabilmeye. Nasıl olurda bu kadar silindi insan duygularından, merhametinden. Medya bu haberleri bu kadar bastırarak ayrıntıya inerek anlatmamalı, bunu yapanlara öğretmemeli.
Her insan eşittir. İnsanın, insan üzerinde güç uygulamaya hiçbir hakkı yoktur!