deneme bonusu
Kuruluş Osman Dizisi ve Gerçekler
Kemal Sarp Cömert

Kuruluş Osman Dizisi ve Gerçekler

Televizyonda kanalları gezerken, ATV’de Kuruluş Osman dizisine rastladım. Başka hiçbir program bulamadığım için kulaktan hakkında bir iki şey duyduğum bu diziyi izlemeye koyuldum. Savaş sahneleri, kılık kıyafet ve konuşmalar beni etkilemişti ancak diğer bölümlerini izlemediğim için karakterlerin konuştuğu konular, kişileri anlamıyordum. Merak ettiğim için izlemeye ilk bölümden başladım. Bu yazı dizi ve konu aldığı Osmanlı'nın ilk bölümü hakkında

 Dizinin ilk bölümünün, ilk sahnesinde Osman Bey ve Bamsı Bey kılıç dövüyorlar.  Osman Bey Bamsı Bey’e seslenir:

“Bamsı Bey, bu kılıç oğlun Aybars’a düğün hediyesi olacak.”

Bu sahneyi izlerken, “bir dakika” dedim. Bu karakterler gerçek miydi? Sonuçta, tarihi olsa da bir dizi olduğu için gerçeği olduğu gibi seyirciye vermek zorunda değiller. İlham alınan kişiler olabilir. Araştırmaya başladım.

Bamsı Bey'e Dede Korkut Hikâyelerinde rastladım. Halk arasında yanlış bir şekilde Ertuğrul Gazi zamanı yaşadığı sanılıyor. Tahminim, Ertuğrul Bey’in böyle bir arkadaşı gerçekten vardı ancak isminin unutulmasıyla hayatı çok benzer olan bu kişiyle karıştırıldı. Dede Korkut hikâyelerindeki Bamsı Bey; iç oğuz-dış oğuz kavgasında karısı dış oğuzdan olup dış oğuz beyleri ona çeşitli tekliflerde bulunduğu halde Salur Kazan’ın sağ kolu olarak ona sadık kalır. Aynı şekilde Bamsı Bey de Ertuğrul'un kardeşleri Sungur ve Gündoğdu gibi onu bırakıp gitmez ve hep ona sadık kalır.

Bamsı Bey’in oğlu Aybars’ın kimden ilham alındığı şüpheli. İnternette araştırırsanız, bazı haber sitelerinde, Memlük Sultanı Baybars çıkar. Buna kanıt olarak gösterilen doğum tarihinin 1225 olması bana Osmanlı ve Memlük hanedanının zamanında aynı obada yaşadığını düşündürttü ve çok heyecanlandırdı. Fakat durum sanıldığının tersiydi. Aybars Bey ve Baybars Bey benzer tarihlerde yaşadıysa da çok farklı kişiliklere sahiptiler. Bu fark öyle büyüktü ki ilham alınma olasılığını bile düşündürtmüyordu. Baybars Bey bir köle olarak başlar hayata, Aybars Bamsı’nın kucağında. Baybars Bey kendisini alan bir sahip tarafından yetiştirilir ve serbest kalır. Sonra asker olur ve savaşlarda gösterdiği kahramanlıklarla rütbeleri tırmanır. En sonunda ise yönetimde kalan bir boşluktan faydalanıp köle olarak gittiği ülkenin efendisi olur. Aybars Bey maalesef bu kişi değildir. Aybars Bey dizide cenkte başarısız gözükmüş, ilk bölümden ölmüştür. Öyle ki Osman’ın yanında “emanet” kalmıştır. Oysa Memlük Sultanı Baybars hayatını at sırtından inmeden geçirmişti. Cenk yeteneği dillere destandı. Görüşüm, Aybars Bey’in dizinin ana karakteri Osman Bey'e bir savaş nedeni vermek için eklendiği. Her neyse, izlemeye devam ettim.

Hemen bu sahnenin devamında Bamsı Bey sorar:

“Ertuğrul Gazimiz muradınca döner mi Konya’dan?”

Buradan beni daha ilk dakikadan düşüncelere boğan senaristi kutlamak istiyorum. Bu murat ne olabilirdi?  Elimin altındaki Halil İbrahim İnal’ın Osmanlı Tarihi kitabını açtım ve muradı buldum.

Ertuğrul Bey topraklarını akıllıca yönetiyordu. Afşar ve Çavdar aşiretlerinin yağmasını durdurmuştu. İyiliği ve merhameti hıristiyan halkın bile gözüne girmesine neden olmuştu. Yalnızca kılıç kalkanla değil, üstün diplomasiyle günden güne güçleniyordu. Ertuğrul Bey’in günden güne güçlenmesi, Karacahisar Tekfurunun kendisine cephe almasına neden oldu. 

İşte tam da bu yüzden Ertuğrul Bey, Anadolu Selçuklunun başkenti Konya’ya gitmişti. Muradı ise Alâeddin Sultanla beraber Karacahisar’ı kuşatmak, zulmüne son vermekti!

Bir dizi için çok güzel bir başlangıç değil mi? Önce küçük bir tekfurun derdini sırtında taşıyan bu boy ileride bütün Avrupalı güçleri taşıyacaktı.

Fakat sonuçta dizi olduğundan, bir iki bölümde bütün öykü bitemezdi. Bu yüzden senaristler “entrika” yolunu seçmiş ve daha kişi odaklı gitmişler. Düşmanlığa nedenler eklemeye çalışmışlar. Prenses, komutan, pusular. Oysa zaten Ertuğrul Bey Konya’ya gittiğinde Karacahisar’ın kaderi belli olmuştu.

Tekfurun ve yönettiklerini bölgede gittikçe büyüyen Kayı gücüne düşman olması doğaldır. Bugün de büyük güçler geçmişteki gibi büyüyen güçlerden rahatsızdırlar. Çünkü büyüyen çığ karı kendinde toplar, aynı Çin’in Trump’ın değişiyle “Amerikan işlerini toplaması” gibi.

Dizide geçen ve ilgimi çeken diğer konu “Bitinya” bölgesiydi. Çünkü bu krallığın adını tarihin çok eski çağlarında yeniden duyuyoruz.  Homeros’un Truvası’nın geçtiği vakitte. Peki, neresidir bu Bitinya?

Kuruluş Osman Dizisi ve Gerçekler

Bursa, Zonguldak arasında milattan önce 4. yüzyılda büyük ihtimalle Trakya’dan gelen Bitinlerce kurulan bir krallık. Sonra bildiğiniz gibi bu topraklara bir sürü devlet kondu. Son olarak Roma dolayısıyla devamcısı Bizans ele geçirdi. Roma, Pontus Krallığını yıkıp Anadolu’nun fethini tamamlayınca burayı bir eyalet olarak ilan edip yönetimini tekrar Bitin soyuna verdi. Bu yüzden bu bölge Bitinya olarak anıldı. Dizinin ele aldığı zamanın Ortadoğu'su sayılabilecek bu bölge, Türkler ve Bizanslılar için bir çekişme alanıydı. Burayı alan millet, Asya’dan Avrupa’ya uzanan ticaret yollarının geçiş noktasına sahip olacak, onun zenginliğinden bir hayli faydalanacaktı. Günümüzde Ortadoğu'nun bulanı zengin eden petrol kuyuları, maden kaynakları gibi bu zenginlik de beraberinde savaşı ve kargaşayı getirmiş.

Diziyi genel olarak beğendim. Bazı insanlar izleyen kitleyi işaret ederek, tarihi çarpıtmakla suçluyor. Ben burada suç sahibinin diziden çok izleyen insanlarda olduğu düşüncesindeyim. Tarihimizi dizilerden öğrenmemeliyiz, öğrenemeyiz. Bu bir dizidir, bir kurgudur. Kurgu bize ilham verebilir ama kurguyu bilgi kaynağı olarak almamalıyız. Araştırmalı, okumalıyız. Yorgunsak, okuyacak vaktimiz yoksa rahatlamak için izliyorsak dizilerden gördüğümüzü kesin bilgiler gibi insanlara yaymamalıyız. Bu sadece Kuruluş Osman için değil her şey için geçerli. Emin olmadığın sözü söylememeli. Bir dahaki sefere kadar hoşça kalın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Bebekli Evlerde Halı Temizliği Hayati Öneme Sahip
Bebekli Evlerde Halı Temizliği Hayati Öneme Sahip
Başakşehirli Gençler Bütef’e Yoğun İlgi Gösterdi
Başakşehirli Gençler Bütef’e Yoğun İlgi Gösterdi