Usta oyuncu bugün ailesi, dostları ve sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı.
Tedavi gördüğü hastanede 72 yaşında hayatını kaybeden sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu Bülent Kayabaş için Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde tören düzenlendi.
Törende konuşan Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur, usta oyuncunun herkesin hayatında derin izler bıraktığını söyleyerek, "Aslında bugün bu salonun dolu olmasını çok isterdim. Bülent Kayabaş hayatı boyunca dik durdu. Dik yaşadı. Dik olarak hayata veda etti." dedi.
Sanatçının oğlu Ümit Kayabaş da babasıyla yaşadığı çeşitli anıları paylaşarak, şunları kaydetti:
"Bülent Kayabaş'ın bu salondaki herkes için farklı bir anlam taşıdığını biliyorum. Birçok hikaye duydum. 'Babanla, ben yıllar önce...' diye başlayan keyifli hikayeler... Benim için hikaye, benim son 30 yılımda geçen süredir. Bence de en gurur duyduğum, onun oğlu olma kısmı oldu. Bu 30 yılda bir babanın evladına yapabileceği her şey vardı. O gür ve korkutucu olan sesini, bana hiçbir zaman yükseltmedi."
Oyuncu Selçuk Yöntem, insanın sevdiği kişinin arkasından konuşmasının zor olduğunu belirterek, duygularını şöyle dile getirdi:
"Bülent çok önemli bir aktördü. Türk toplumunun çok sevilen bir insanıydı. Önemli bir karakterdi. Toplumun aranılan insanıydı. Türk sanat camiasında büyük bir hoşluk oldu. Benim can dostumdu. Birçok oyunda beraber oynadık. Bir filmde de beraberdik. Çok güzel bir dostluğumuz vardı. Bu konuşmalar ne için yapılıyor bilmiyorum ama benim çok sevdiğim bir dostumdu. Nur içinde yatsın. Başka da söyleyecek bir şey bulamıyorum.
"Ben onu sevmeye devam edeceğim"
Sanatçının eski eşi Nur Sürer, Kayabaş'ın çok iyi biri olduğunu ifade ederek, "Çok iyi bir aktördü. Harika bir babaydı. Biz Bülent ile 40 yıl birbirimizi sevdik. Ben onu sevmeye devam edeceğim. Dünyanın en güzel çocuğuna sahibiz. Hiç unutmayacağız Bülent'i." dedi.
Oyuncu Rutkay Aziz, Bülent Kayabaş'ın her zaman "canımın içi" diye seslendiğini dile getirerek, şunları aktardı:
"O da bizim canımızın içiydi. Aynı bu ekrandaki gibi o güler yüzüyle... Tiyatronun, sinemanın gerçekten büyük ve değerli ustasıydı. İçim acıyarak hem Nur'u hem Selma'yı hem sizleri selamlıyorum. Biz bir gruptuk. Tek tek birbirimizi kaybediyoruz. Biz de ölüm sırasına, çizgisine girdik. Burada kaybettiğim arkadaşlarımın arkasından konuşuyorum da benim arkamdan kim konuşacak diye merak ediyorum. Onun için acele etmek gerek. Bir laf vardır, yaşamın en büyük keşfi ölümmüş. Nedense bu keşif bizim arkadaşlarımızı, bizim değerlerimizi, bizim can ciğer dostlarımızı buluyor da asıl gitmesi gerekenleri teğet geçiyor. Bu da beni ayrıca üzüyor."
"Oyunculuk mesleğine çok büyük bir saygısı vardı"
Oyuncu Ali Poyrazoğlu, usta oyuncunun çok inatçı biri olduğunu söyleyerek, "38 yıl önce bir araya gelip tiyatro yapmaya karar verdik. Ben arada bir bırakmak isterdim, pes ederdim, sıkılır bunalırdım. Ben tiyatronun patronuydum. Benim onları bir arada tutmam gerekirken, Bülent beni ve tüm ekibi bir arada tutardı, 'Ne oluyor, nereye gidiyorsunuz?' diye. Çok büyük bir saygısı vardı oyunculuk mesleğine." değerlendirmesinde bulundu.
Bülent Kayabaş'ın eşi Selma Kayabaş, tören boyunca gözyaşlarını tutamadı. Tiyatro ve sinemanın ünlü isimlerinin katıldığı törenin ardından Bülent Kayabaş'ın cenazesi alkışlar eşliğinde Teşvikiye Camisi'ne götürüldü.
Kayabaş, cuma namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Feriköy Mezarlığı'nda defnedilecek.
ALİ POYRAZOĞLU: SEYİRCİ ÜZÜLÜR DİYE HASTALIĞINI SAKLADI
Sanatçı Ali Poyrazoğlu, kalın bağırsak kanseri nedeniyle hayatını kaybeden 38 yıllık arkadaşı Bülent Kayabaş'ın yıllardır kendisine iş gelmediği için çok üzgün olduğunu söyledi. Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde düzenlenen törende CNN TÜRK muhabiri Fulya Öztürk'e konuşan Poyrazoğlu, hastalık sürecinde Bülent Kayabaş'ın yaşadıklarını anlatırken de gözyaşlarını tutamadı.
Bülent Kayabaş'ın çok fedakar, aydın, birbirini bağrına basmış bir Türkiye hayali ile yaşayan bir insan olduğunu söyleyen Ali Poyrazoğlu, "Disiplinli bir sanatçıydı. Hastalandığı zaman ilk bana haber verdi. Doktordan çıkmış, telefon etti, hastanenin önün çağırdı. Gittim, kanser olduğunu söyledi. Disiplinli bir hasta olmasını ve hep beraber meydan okuyacağımızı söyledim. Bizimki palavra tabi. O çok kahraman bir şekilde kanser hastalığına meydan okudu. Bu zor bir şeydir. Meydan okumak gerekir. Seyirci üzülür diyerek hastalığını saklamaya karar verdi. Beş yıldır ağır tedavi görüyordu. Sabah kemoterapi oluyordu, akşam sahneye çıkıyordu. Böyle direndi. Son zamanlarda da ölmeden gömülmesi, insanların görmezden gelmesi zor bir şey. Hiç aranmaması, hatırlanmaması, hiçbir iş teklif edilmemesi, daha ölmeden ölmüş gibi davranılması onu çok üzüyordu. Yaşarken vefasızlık, unutulmuşluk bilincine uğradığını görüyoruz. Bu Bülent'i çok üzerdi, haklıydı da." dedi.
BÜLENT KAYABAŞ KİMDİR
Bülent Kayabaş, 25 Ağustos 1945 tarihinde Eskişehir'de doğdu.
1961 yılında Eskişehir Belediye Tiyatrosu'nda profesyonel olarak tiyatro oyunculuğuna başlayan Kayabaş, birçok tiyatro oyununda, televizyon dizileri ve sinema filmlerinde de rol aldı. Seslendirme de yapan ünlü sanatçı, Winnie The Pooh'yu 14 yıl seslendirdi.
2000 yılında yapımcılığını ve yönetmenliğini Derviş Zaim'in üstlendiği "Filler ve Çimen" filminde Ali Sürmeli, Sanem Çelik, Haluk Bilginer ve Uğur Polat'la beraber oynayan Kayabaş, 2010 yılında Haldun Dormen'in, Cevat Fehmi Başkut'un 'Buzlar Çözülmeden' adlı romanından müzikal bir tarzda oyunlaştırdığı 'Bir Kış Masalı' adlı oyununda dayer aldı.
Bülent Kayabaş, 1981 yılında Nur Sürer ile evlendi ancak kısa sürede boşandı. 2007 yılında ise 15 yıllık arkadaşı Selma Kepekli ile Turgutreis'te evlenmişti.